Kitap Tanıtımı |
Kimi sözler gibi kimi isimlerde peşin kabullerle anlamın görünen yüzüne hapsolmuş, görünmeyen derinliğinden koparılmıştır. Ali Şeriati, son yıllarda yaşadığımız topraklarda İslami hassasiyet taşıyan bir kısım çevrelerin bilhassa gençlerin genel kabullerinden biri haline geldi. Hal böyle iken, söyledikleri üzerinde derinine düşünen ve düşüncelerine cevaplarını bilmediği sorular soranların sayısındaki yetersizlik, Şeriatiyi hayatı boyunca uzak durduğu popüler kimliklerin arasına sokma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmanın eşiğine getirdi.
Önümüze çıkan bu karmaşık tablonun arasında, hakiki olanı aramanın derdiyle Şeriatiyi yine kendisinden, kendini, ıstırabını duyduğu şeyleri, tüm ön kabullerden ve şartlanmalardan azad olmuş olarak dinlemek istedik.
İÇİNDEKİLER
Takdim
Kendisinin Hocaları ve Okuma Serüveni Üzerine
Yalnızlık Üzerine
Çöl Üzerine
Aşk ve Sevgi Üzerine
İslamda Kadın Üzerine
Batı Düşüncesi ve Medeniyet Üzerine
Aydın Üzerine
İnsan Bağlamında Hümanizm ve Marksizm Üzerine
Din Üzerine
Sanatın Doğası ve İnsan Doğası Üzerine
TADIMLIK
Takdim
Hamd, Âlemlerin Rabbi Allaha... Salât, Onun Rasulüne...
Selam, Onun izinden hedefe doğru yürüyen, Onun derdiyle dertlenen, umudunu yitirmeyip sabrını, cesaretini, azmini ve aşkını alazlandırmak için varlığın her cinsiyle mücadele edenlere...
Kimi sözler gibi kimi isimlerde peşin kabullerle anlamın görünen yüzüne hapsolmuş, görünmeyen derinliğinden koparılmıştır. Ali Şeriati, son yıllarda yaşadığımız topraklarda İslami hassasiyet taşıyan bir kısım çevrelerin bilhassa gençlerin genel kabullerinden biri haline geldi. Hal böyle iken, söyledikleri üzerinde derinine düşünen ve düşüncelerine cevaplarını bilmediği sorular soranların sayısındaki yetersizlik, Şeriatiyi hayatı boyunca uzak durduğu popüler kimliklerin arasına sokma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmanın eşiğine getirdi.
Onu okumak iddiasını taşıyıp, daha yola çıkmadan ne düşüneceğini düşünenler, üstadın anlam dünyasından koparttığı işine yarar cümleleri kendi ideolojisi için sağlam birer argüman olarak kullandı. Hakikatte O ne diyor?un derdine düşmeyenler, üstadın benim derdim kimsesizlik derdidir tanımına sanki açıklık getiriyordu.
Önümüze çıkan bu karmaşık tablonun arasında ,hakiki olanı aramanın derdiyle Şeriatiyi yine kendisinden, kendini ıstırabını duyduğu şeyleri, tüm ön kabullerden ve şartlanmalardan azad olmuş olarak dinlemek istedik.
Külliyat çalışması olarak başladığımız projemize söyleşi şeklini vererek okurlara daha öz bilgilere dönük ve samimi bir sunum hazırlamak istedik. Gücümüzün yetmeyeceği işleri sırf biz yapmayalım-yapamayalım diye hedef gösteren ve sistemini değerleri tüketmek üzere kuran dünyaya karşın, gücümüzün yettiği kadarını yaptığımızı göstermek ve yeni anlam dirilişlerine önayak olmak niyetiyle nacizane bir hizmet olarak gördüğümüz çalışmamızı, okurların derin idraklerine ve dualarına emanet ediyoruz.
Ve son sözü yine Üstada Bırakıyoruz.. Sense, kenardan içeriye doğru birkaç adım at. Gözlerini iki elinle kendine gölgelik ederek, teknik eleştiri yapmadan onun kaderini seyre koyul. Bu dünyaya benim bakış açımla bak. Benim yüreğimin kervanıyla birlikte, benim kültürel azığımla, benim tarih yolumun üzerinde, benim acılarımın ve özlemlerimin kırbacıyla bu çölün göğsüne saldır da kelimelerimin rehberliğiyle değil, sözümün kokusuyla bu çöllerin bağrına yol bul. Bu derin sahranın samimiyeti içinde kendini yitir; çölün yalnızlığını, yabancılığını, korkusunu, ihtişamını, sonsuzluğunu, melekûtunu ve vahşi güzelliklerini seyret. Oradan bu dünyanın fizikötesine, hepsi de yakın, hepsi de belli, hepsi de gündelik olan sevinçlerin ve üzüntülerin gaybına doğru başının başını uzat da ondan sonra benim hakkımda lanette veya övgüde bulunmak için otur. Ey çölün sadık okuyucusu, ey dost! Ey bilgili düşman, bu şıkşıkiyeyi kendi şıkşıkiyen gibi dinleme, gör! Okuma, bul! Ne diyeceğini düşünmeden önce, benim ne dediğimi düşün!
Faydalı olabildiysek bilinmeli ki; gayret bizden başarı yalnızca Allahtandır.
Ömer Noyan
Ekim 2011, İstanbul |