Kitap Tanıtımı |
En çok, en çok Diyarbekir yazılarıdır yazarın dünyası. Bir resim yapar bir gün ters laleler boyayacaktır önünde duran büyük bir resim kağıdına. Envayi çeşit renk tuvale alınmayı bekler, üç renk seçer; sar kırmızı ve yeşil sonra yanına kahverengiyi ekler.
Bir çiçeğin güya gövdesi de olmalı... Hayatı boyunca okul yıllarında sonra ilk defa bir fırça alır eline. Hiç anlamaz resimden, boyadıkça ters lale bekliyordur oysa hiç ters lale görmemiş o güne kadar da, öncesinde de...
Resim biter, resim hocası herkesin resmini duvara iliştirince fark edilir ki Avrupa'nın soğuk kasvetli havası o gün orada bulunan herkesin kağıtlarında kendini göstermiştir.
Gri, uçuk mavi en fazla pastel yeşil beyaz buruşuk donu silik renkler.
Ayşe Sökülmez'in kağıda boyadığı ters laleler odaya verdiği tuhaf sıcaklık yanında aynı zamanda korkunç tipik bir Avrupa soğuğu gibi gurbet hüznü de salar herkese.
Abartısız o gün o adada olan herkes kendi hikayesini, kendi boyadığı resmi unutup ta Hakkari'nin dağlarına gider, dakikalarca sorular sorarlar, anlatmasını isterler kendi hikayelerini unuturcasına!
"Ben ters lale görmedim ne orda ne de başka yerde." der.. Ve ekler; "Gördüğü sadece Diyarbakır'da yedi yaşımda güneş tutulmasıydı Direkhane Sokak'ta. Ellerinde tenekeler annem, ablam ağabeylerim, yengelerim, babam, amcalarım, komşular, yüzlerini güneşin doğduğu tarafa dönmüş, Sur'ların üst öbür tarafı üzerinden kimi dualar ederek, ta ki güneş kendini gösterene kadar! Çığlıklar atıp gene tenekeler çalarak güya güneşi karanlıktan kurtarmıştık."
İşte Ayşe Sökülmez "Düş Dedim Hayal Dedim" ilk kitabında kendi biriktirdiklerini anlatmış. Gerisi okura kalmış... |