Kitap Tanıtımı |
İstanbul Efsane şehir. Dünyanın gözdesi. Fatih Sultan Mehmed sayesinde bir Türk ve İslâm şehri oldu. Kuruluşundan itibaren bir çok millet ele geçirebilmek için canlar verdi. 665-970 yılları arasında Müslüman Arap orduları Peygamberimizin hadisine mahzar olabilmek için 9 defa İstanbulu kuşattılar. Ancak şehri fethetmeyi başaramadılar. Başta Hz. Eyüp olmak üzere bir çok sahabe İstanbul önlerinde şehid düştü.
Yıldırım Bâyeziddan itibaren Osmanlıların İstanbul kuşatmaları başladı. Düşmek üzere olan şehri 1396da Niğboluya gelen Haçlı ordusu, 1402de ise Timur kurtardı. Yıldırımın oğlu Musa Çelebinin ve Fatih Sultan Mehmedin babası II. Muradın şehri ele geçirme çabaları da bir netice vermedi. II. Mehmed, ilk hükümdarlığı sırasında şehri ele geçirmeyi kafasına koymuştu. 1444 yılından tahta ikinci defa geçtiği 1451e kadar bu işin nasıl olacağını planladı. Hem peygamberimizin hadisi ile şereflenecekti, hem de Türklüğün Kızılelmasına sahip olacaktı. Acele etmedi. Anadolu ve Balkanlarda emniyet sağladı. Toplar döküldü, gemiler yapıldı, kuşatma aletleri hazırlandı. Boğazı kontrol etmek için Anadolu Hisarının karşısına Rumeli Hisarı inşa edildi.
6 Nisan 1453te Osmanlı ordusu Bizans surlarının önündeydi. Surlar top ateşi ile dövülmeye başlandı. 22 Nisanda Osmanlı donanmasının bir kısmı Haliçe indirildi. Kuşatma uzadıkça Avrupadan, Macar ve Venediklilerden yardım gelme tehlikesi büyüyordu. Osmanlı ordusunun içinde kuşatmayı kaldırma isteklerine karşı Fatih dimdik ayakta karşı durdu. Ya o İstanbulu alacaktı, ya da İstanbul onu.
28 Mayıs günü Osmanlı ordusu büyük hücum için hazırlanmaya başladı. Sabahleyin gün doğmadan önce Fatihin emriyle askerlerin Allah, Allah sesleriyle son hücum başladı. 29 Mayıs günü binlerce şehid verilerek, surlara çıkıldı. Şehidlerin kanlarıyla süslenen bayraklar İstanbulun surlarının üzerindeydi.
Fatih Sultan Mehmed şehre girerek Ayasofya´ya geldi. Atından inerek, yerden aldığı bir avuç toprağı kavuğunun üzerine serpti. Bu hareketi ile Allah´a sığındığını belirtiyordu. Ayasofya´ya girdi ve zafer için Allaha şükretti. Artık II. Mehmed ve askerleri Peygamberimizin hadisinde müjdelenen askerler ve komutan olmuşlardı: İstanbul mutlaka fethedilecektir. İstanbulu fetheden askerler ne güzel askerler, komutan ne güzel komutandır.
Kilisenin içerisinde korku ile bekleşen Bizanslıların emniyet içerisinde evlerine götürülmelerini söyledi. Daha sonra kilisenin camiye dönüştürülmesini emretti. Ulemadan birisi ezan okudu. Fatih, namaz kıldıktan sonra bu zaferi için dua etti.
İstanbulun Türklerin eline geçişi Avrupada büyük bir şok yarattı. Kimse bu duruma inanamıyordu. İstanbulun düşüşü üzerine bir çok ağıt yakıldı.
Bu kitapta Fatih ve İstanbulun fethi ile ilgili minyatür, gravür ve resimler yer almaktadır. Bunlar büyük bir titizlik ve uzun süren bir çalışmanın sonucunda toplanmış ve altlarında gerekli açıklamalar verilmiştir. İstanbulun fethinin 550. yılında böyle bir eserin ortaya çıkartılmasında başta Erhan Afyoncu olmak üzere, Prof. Dr. Selçuk Mülayime, Veli Şirine, Recep Ahıshalıya, Lütfi Tınça, Orhan Durguta ve Altan Matbaacılık görevlileri ile bize maddi, manevi destek veren herkese teşekkür ediyorum.
Hikmet ÜLKER
Tarih ve Tabiat Vakfı Genel Müdürü |