Kitap Tanıtımı |
İnsan nedir? Nereden gelip, nereye gidiyor? Diye sorarak düşünmeye başlarsanız, belleğinize yeterince iş çıkardınız demektir. Hele onu, 3,5 milyar yıl öncesi başlayan yaşamın doğuşu ile ilişkilendirmek isterseniz, yolunuz da hayli uzar. İnsanoğlu, 1,5 milyar yıl önce, oraya kadar birlikte geldiği ortak atadan koparak yola tek başına devam etme ayrımına geldiğinde; buna hazır olmak için hayli donanımlı bir bilinci ve istenci olmalı, doğal seçilim sınavından başarı ile geçmeliydi. Ancak bu seçimi yapacak olan doğa, ona gerekli yetiyi ve beceriyi de sağlamıştı, diğerlerinden farklı konumda dik tutarak.
İnsanın başı dik olarak çıktığı evrim yolculuğunda, geçirdiği aşamaları, onu insan yapan, beyninin oluşumu, işlevi, usu, bilinci, belleği, dili, yetileri ve kültürel gelişiminde görmek olanaklı. Yine de bu yol, çok uzun ve engellerle doluydu ama ereği ve gereği belli bir yoldu; soyunu sürdürme ve yaşamda kalma savaşında her zaman kazanma. Bunun için gerekli deneyim, bilgi ve düzenek ise doğanın gizeminde gizliydi. Homo soyu, doğayı gözleyerek ve çözümleyerek amacına ulaşabileceğinin farkına daha yolun başında vardı. Doğaya, çevreye uyum ve gelişimi için her deneyimi, orta beyinde toplayarak kendi güvencesini sağlama yolunu ona yine doğa öğretiyordu. Ancak bunun için düşünce yetisinin gelişmesi de gerekti. Birikimlerin sonunda gelişen düşüncesi; ona kültürü ve gönencini sağlamakta olağanüstü başarı sağlıyordu, diğer ortak atalarına karşı. Çoğaldıkça ve uslandıkça artık onları ve doğayı kendi amacı doğrultusunda kullanmak peşinde koşmağa başladı. Bu bir evrimsel hata ise, bunca olağanüstü bireşim ne olacak? İnsanoğlu geçirdiği evrimin bilincine vardı mı? Evrimin değişmeyen kuralı, geri dönüşü olmadığına göre bu yol bizi nereye götürecek.
Dr. Vural Yiğit, "Evrimin Öyküsü"ünden sonra, bizleri "İnsanın evrimimde Yolculuk" yaptırarak, evrimsel geçmişimizi ve geleceğimizi sorguluyor. |