Kitap Tanıtımı |
Sevgili, anne, bilinçli masum, savaşçı... Kadın doğasının dört yönü... Gerçek kadını yaratmak için denge içinde geliştirmemiz gereken dört gücümüz... Dört yüzümüz...
Belki tam olarak ne zaman kadınlık rolünü kabul ettiğimizi hatırlamayız bile.
Sahi! Gerçekten ne zaman kadın olduk? Kadınlığımızın sınırları ve çizgileri ne zaman belirginleşti? Ojemizin rengi mi? Yoksa göğüslerimiz mi? Yoksa ayakkabılarımızın topuğu, boyanmış saçlarımız mı belirginleştirdi? Davranışlarımızdaki işve ya da çocukların gülümsemelerine sebep oluşumuz, bunlar mı kadınlığımızı gösteriyor?
Yoksa gerçekleştirdiğimiz mucizeler mi?
Mesela bir eve gireriz ve orayı aydınlatırız, ellerimizle pişirir, dua eder, dileriz.
Ve hayattaki her baş bizim okşamamıza muhtaçtır.
Kadınlığımızın sınırları nerede?
Kucakladığımız ve emzirdiğimiz çocuklarda mı?
Ya da kucağımızda huzur bulan erkeklerde mi?
Bence kadınlık bunların hepsi ve aynı zamanda bu sınırların çok ötesinde bir şey.
Biz bu karmaşanın, renklerin, kucakların, konuşmaların, isteklerin, üzerimize
yüklenen sorumlulukların ortasında kendimizi unutmuşuz.
Şimdi hatırlama zamanı! İçindeki, uyanmayı bekleyen kadınlarla tanışmaya hazır mısın? |