Sancak; Drina'nın Öbür Yakası Kimlik Oluşumu ve Otonomi Sorunu
ISBN 3002686100019
Yayınevi İHH Kitap / İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı
Yazarlar Murat Yılmaz (author)
Kitap Tanıtımı Osmanlı'nın Yeni Pazar Sancağı, Bosna-Hersek'e bağlı yedi sancaktan biriydi. Balkanlar'ın merkezindeydi ve doğu ile batı arasında altın değerinde bir geçiş özelliği taşıyordu. Bir yanında tarihi birlikteliği ve akrabalık bağları olan, kaderleri de şaşırtıcı bir şekilde benzerlik taşıyan Bosna Hersek; diğer yanında Osmanlı'nın son dönemlerinde aynı adı taşıyan vilayetin bir parçası olduğu ve Sırp saldırısına beraberce direndikleri Kosova. Sancak'ın uzun süredir bağımsız ve komşularından farklı bir kimlik mensubiyeti vardı. Sırp ve Karadağ baskıları bu coğrafyadaki farklı inançlara hayat hakkı tanımasa da sonuç beklediklerinden farklı oldu. Her saldırı, her baskı Boşnakları daha fazla dinlerine sarılmaya itti ve Sancaklı Boşnak kimliği ile Müslüman kimliği her geçen gün daha fazla birbirine geçti, kenetlendi. Sonunda farklı köken ve inançlardaki komşularından bağımsız olarak ''Sancaklı Müslüman Boşnak'' kimliği ortaya çıktı. 93 Harbi büyük felaketlerle geldi Sancak'a. Beş asırlık Osmanlı dönemi sonrası Avusturya-Macaristan garnizonlarının varlığına şahitlik ettiler. Berlin Anlaşması Sancak'ı tanınmış sınırlarında Bosna'dan ayrı, yeni bir otonom birim olarak ilan ediyordu. Balkan Savaşları bitip 1. Dünya Savaşı kapıyı çaldığında Sancak, Sırbistan ve Karadağ işgaline uğrayarak (1913) Berlin'de kazandığı statüsünü kaybetti. 2. Dünya Savaşı, Sancak'a kısa süreli otonomi rahatlığı sağlarken bu dönemde bile 15.000 Sancaklı, Sırp katliamlarına konu oldu. Sonrasında Sancak, Yugoslavya'nın demirden gömleğini giydi. Soğuk Savaş dönemi sonrası Sancak'ta büyük bir hareketlilik yaşandı. Her şey, otonomi ve özgür bir Sancak içindi. Önce SDA kuruldu, ardından Sancak Boşnak Milli Meclisi. Sancaklılar Bosna ve Kosova Savaşlarının gölgesinde her alanda yaşadıkları hak ihlallerine rağmen otonomilerini aramaya devam etti. Balkan volkanı içten içe kaynamaya devam ederken, Sancak, Sırbistan-Karadağ arasındaki varlık mücadelesini sürdürüyor. Önlerinde ise parçalanma dahil, savaş ve daha birçok tehlikenin olduğu uzun bir yol var. Sancak yaşamalı ama nasıl?