Kitap Tanıtımı |
Kırmızı sözcüğü renk imidir.
Papağanlar, özellikle bir yerden ayrılacakları zaman kuyruk tüylerinden en renkli olanı seçip
yolduktan sonra oraya bırakırlarmış. Bu tüy kırmızı renklidir. Gün çekilirken gökyüzü kimi zaman
kıpkırmızıdır. Kırmızı renkli elma albenisi en yüksek olandır. Elma yanaklı, al dudaklı nitelemesinde
odaktaki sözcük kırmızıdır.
Ten kırmızısı ne ola ki? Aklınıza mutlak gelmiştir. Teni kırmızı yapan tenin içinde dolaşan kan
ya da tenin kanamasıdır. Bir de beden de akan, tene bulaşmış bir kan olmadığı halde ruhun
örselenmesi, incinmesiyle kırmızılaşan, kırmızı olan tendir.
Ten kırmızısı, örselenmiş ruhu incinmiş kendiliği nedeniyle kendi dar hayaline bile sığamayan
insanlar için bir tanımlamadır.
Kent ailesi, hem ailenin hem bireylerinin ayrı ayrı yaşattığı çoklu kent imgelerinin harman
olduğu bir derinliğe ve hareketliliğe sahiptir. Aile Ankara kentinde yaşıyorsa akşamları ailenin her
bireyi ile aileye katılan ve ertesi sabah her bireyiyle yeniden kente karışan Ankaralar vardır. Her biri
defalarca anlatılma değerinde olan...
***
Yayınevimiz, Yıldırım B. Doğan'ın Ankara Altılısı adı altındaki nehir romanlarının ikincisi
olan Ten Kırmızı'nda ruhu örselenmiş, kendiliği incinmiş kentlileri ele alıyor. Anlatılan kentliler
tenin kırmızılaşması tarifine uyarken Ankara kendi renginde olmayı sürdürüyor. Çünkü hep geri
planda ve soluk alıp veriyor. |