Kitap Tanıtımı |
Yaylılar, Vivaldinin Dört Mevsimine harika bir giriş yapmıştı. Şef elindeki batonu salladıkça hızlanıyordu melodi. Tuğrulun bir eli karısı Denizin karnında, diğer eli üşümesin diye omzundaydı. Konseri dinlerken arada bir Denize dönüyor, zevkle onu seyrediyordu. Yüzünde sekiz yaşındaki çocukların masum güzelliği vardı. Deniz hiç yaşlanmıyordu, Deniz hâlâ çocuktu. Onu seyrederken telaşlı vuruyordu Tuğrulun kalbi. Ona çocukluğundan beri âşıktı.
Hayatın bir anlamı varsa o Deniz olmalıydı. İlk aşkın unutulmaz olduğuna, vazgeçerse bir gün mutlaka pişman olacağına inanıyordu. Vazgeçmemiş, işte bu gün kendini okyanusum dediği kadının karnına misafir olan küçük ruhla konuşurken bulmuştu. |